Tesbihin Sanat Eseri Olarak Kullanılması Tesbihin sanat eseri olarak kullanılması, ilk defa Türkler’de görülmektedir. İstanbul’un tesbihce en zengin olduğu dönemler 16 yy’ın sonlarına isabet ettiği anlaşılıyor. Bu devirde, herkesin elinde olmasa bile cebinde mutlaka tesbih bulunmuştur. Tesbihlerin en güzelleri İstanbul’da yapılmıştır. Arabistan’da yapılan tesbihler ise estetikten oldukça uzak ve sadedirler.
Türk-İslam tarihinde tesbihlerin kullanımına göre farklı isimlerle adlandırıldığı görülmüştür. Bunlar;
Tekkelerde bulunan 500’lük ve 1000’lik tesbihlerin içinden insan geçirilmek suretiyle tedavi edildiği bu tarz tesbihlerin taneleri fındık ve ceviz büyüklüğündedir. Bazı tekkelerde bulunan 500’lük ve 1000’lik tesbihlerin arasında çok kıymetli olanlar da vardı. Bunların imameleri Mevlevî Sikkesi ya da Bektaşî Tacı şeklinde ve öd ağacından yapılırdı.